Anladığım kadarıyla ülkemizde teknoloji yayıncıları ve içerik üreticileri yapay zekadan pek hoşlanmadı. Bazılarının twitter’da OpenAI‘nin kısa bir süre önce tanıttığı GPT-4‘e kin kustuğunu görünce şaşırdım. Yıllardır teknolojinin gelişimini takip ettiğim bu kişiler, yeni bir çağın başladığı ve herkesin hayatını önemli ölçüde değiştirebilecek bir teknolojiye neden böyle yaklaştığını kendimce anlamaya çalıştım. Sonra sadece yayıncıları değil hepimize etkisi hakkında bu yazı çıktı.
Mobil telefonlar ve pc donanımları belki bundan 5-10 yıl sonra anlamını yitirecek. Şu an bile orta seviye bir telefon ve PC ile hemen hemen her işi yapmak mümkün. Geforce NOW, Spotify, Netflix gibi servisler ve yüksek internet hızları, hem satın alma alışkanlıklarını değiştiriyor hem de yüksek donanımlı bileşenlere ihtiyacı gereksiz kılıyor. ‘Kiralama‘ formatının yaygınlaşması, ‘geleneksel reklam anlayışının‘ çökmesiyle ters orantılı olarak hayatımıza girmeye başladı bile.
![]() |
---|
Chatgpt’nin yayıncılık alanında yapay zekanın yapabilceği meslekleri sıralamasını istedim. İşin ilginç tarafı haha fazla meslek söyle deyince bu liste uzamaya devam ediyor. |
Peki bundan sonra cazibe merkezi nereye kayacak. Bir sonraki ‘büyük şey‘ ne? Bence cevap henüz farkına tam olarak varamasak da ‘yapay zeka‘da gizli. Çünkü bundan belki 5 sene sonra herkesin ne sorsa cevap vereceği ve kişiselleştirebileceği AI destekli asistanı, teknoloji meraklıların gönlünü çalacak. Bugün yeteneklerini ve bilgi birikimini konuşturan bir çok sosyal medya fenomeni ve yayıncılara gerek kalmayacak. İstediğiniz cinsiyette, boyda, kiloda, bilgi birikiminde, ses tonunda, daha bir çok özelliğini kişiselleştireceğiniz ve her an emrinize amade oldukça gerçekçi birine, kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum. Evet, hemen olmayacak ama zamanla hepimizi ağına düşürecek bu yeni teknoloji.
Yıllarca emek verip donanım, yazılım ve teknoloji birikimlerini yayınlayanların dataları internet üzerinde botlar tarafından toplandı. Bu datalar yapay zekalar ve makineler tarafından yağmalandı ve yağmalanmaya devam ediyor. Üstelik bu durum sadece yayıncılar için değil. Fotoğrafçılar, ressamlar, yazarlar, haberciler, yazılımcılar, tasarımcılar, şoförler, doktorlar, avukatlar, tezgahtarlar, vs. gibi bir çok kişiyi etkiliyor.
![]() |
![]() |
---|---|
![]() |
![]() |
Bu görsellerde ise; genel olarak insanların yerine yapabileceği meslekleri sıraladı. | 70’den sonra daha sormadım. |
İşin bir diğer yönü ise daha can sıkıcı. Artık bir çok devletten bile kasasında daha çok parası olan Apple, Microsoft, Tesla, Google, Adobe vs gibi teknoloji şirketleri, bazı devletlerden bile daha güçlü hale geldi. Bu devlerin satın alamayacağı bir hükümet var mı? Kapalı kutu Çin’in yapay zekaya oldukça fazla yatırım yaptığını da göz ardı etmemek lazım.
Tüm bunlarla beraber hukuksal ve etik bir çok problem hala önümüzde duruyor. Özellikle hukuk bu gücü denetlemenin ŞİMDİLİK tek yolu. Çünkü işin içindeki herkes, yapay zekanın ne kadar tehlikeli bir hal alabileceği ve potansiyelleri hakkında hem fikir. Bu gücün kontrolü ve kullanımı belki de gelecekteki süper gücü belirleyecek. Mesala OpenAI’nin kurucusu ve baş bilimcisi Ilya Sutskever, yapay zekanın yakında tehlikeli seviyeye geleceği için açık kaynak olmamasını savundu. Bu arada OpenAI’nin aslında kar amacı olmayan ve açık bir yapay zeka üretimi için kurulduğunu hatırlatmakta fayda var.
Yazının başında belirttiğim teknoloji yayıncılarının kini, yakında yaşayacağımız şeylerin bilinçaltı dışa vurumu mu olabilir mi diye düşünmeden edemiyorum. Emeklerinin ve birikimlerinin ‘birler‘ ve ‘sıfırlar‘ ile kolayca dönüştürülüp artık kendilerine ihtiyaç duyulmayan kişilere dönüşmenin verdiği çaresizlik. Belki de gelecek olan şeyi ilk hisseden onlardı.
Özellikle sevmediğim insanlar hakkında söylendiği zaman ‘Kaçtığı şeye doğru koşmak‘ deyimine bayılıyorum. Ve bu sefer, sanırım, biz tüm insanlık için kaçma vakti geldi.