David Eagleman‘ın Incognito kitabını okuduktan sonra bir nöroloğun ‘Beyin‘ adına sahip kitabını da okumalıyım diye düşündüm. Belli ki iyi de yapmışım. Aslında Beyin kitabının belgeseli de var ve daha önce izlemiştim. Ama TV’de izlemenin etkisi -ne kadar önemli bir konu olursa olsun- eğlenceli şovdan öte gidemiyor ve etkisi kısıtlı oluyor.
Herkes hayatının bir köşesinde beynini merak ediyordur sanırım. Bizim hakkımızda olan her şeyin şimdilik bilinen biyolojik merkezi. Normal bir beyinde her biri 10 bin bağa sahip 86 milyar nöron hücresiyle yaklaşık 1 katrilyon bağlantıya sahip 1.5 kiloluk bir baş yapıt. Hepimiz seneler geçtikçe fiziksel olarak büyürüz ve dolayısıyla organlarımızın işlevleri ve gücü artar. İşte bu noktada beyinle ilgili burada tersine işleyen bazı noktalar var. Çocukluktan başlayarak azalan bir nöron aktivitesini okuduğumda biraz şaşırmıştım. Bana sanki artıyor gibi geliyordu. Orta yaşlarında biri olarak hayat tecrübesinin düşünce ve bilgi kabiliyetini arttırdığını, bunun da beyin aktivitesini çoğaltığını zannediyordum. Fakat kitabın ilk sayfalarında, doğumdan 2 yıl sonra maksimum bağlantıya ulaşan beyinde kaybolmaya başlayan bağlantılar için aşağıdaki tanımı okuyunca, kitabın tam da benim ihtiyacım olan şey olduğunu anladım.
Sizi siz yapan, beyninizde gelişen değil, beyninizde yok edilen şeylerdir aslında.
Yazar sırasıyla ‘Ben kimim?‘, ‘Gerçeklik Nedir?‘, ‘Kontrol Kimde?‘, ‘Nasıl Karar Veririm?‘, ‘Size ihtiyacım var mı?‘ ve ‘Kime dönüşeceğiz?‘ sorularını soruyor ve bu altı başlık altında cevaplar arıyor. Her bölüm Dr. Eagleman’ın bizzat kendi araştırmalarının da bulunduğu beyin ile ilgili çarpıcı deneylerden ve bilgilerden oluşuyor. Hatta bazı ölümle sonuçlanan adli vakaların bile istemsizce nasıl oluştuğunu daha önce belgeseli izlerken bile şok olmuştum. Konu beyin olunca hayatın her alanına dokunan kitabın anlatımı ve dili olabildiğince akıcı ve yumuşak. Belgeselini izlemekten daha keyifli olduğunu düşündüğüm bu kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ederim.