Özgürlük kandırmacası ve sosyal medya

By Ömer Serdar Ören

Twitter yasakları bir haftasını doldurdu. Bir kaç gün önce youtube’u da yasaklayarak yasaklar tahtasına bir çentik daha attık. Söylentilere göre sırada facebook var. Ama kim bilir belki bir anda yasaklandığı gibi bir günde de tüm sorunlar çözülür ve yine ‘özgürlüğümüze’ kavuşuruz.

Kendi adıma yasaklamalara karşıyım. Zaten bunun için twitter’a giriş için çeşitli yöntemler sunan bir yazı yazmıştım. Youtube için yazmaya gerek görmedim zira daha önce tecrübe sahibi insanlarımızın zaten konu üzerine ihtisası vardır 🙂

Sosyal medyanın kapanması ile özgürlüklerimizin kısıtlanması hakkında binlerce caps, yorum ve tweet! vs. yayınlandı bile ve bu vesile ile benim aklımı kurcalayan başka meseleler ortaya çıktı.

  • Özgürlük gerçekten nedir?
  • Özgürlüğümüz kısıtlanabilir mi?
  • Özgürlüğü nasıl elde ederiz!

Son zamanlarda ‘Özgürlük’ü kapitalizme hizmet için özelllikle kullanlara inat, bu kelimeyi kendim için yeniden tanımlamak istiyorum. Bunu bir kaç defa deneyimlemiştim. Bir kelime gerçektende insanın hayatını değiştirebilir. Kelimeler demişken aklıma çoook eskiden okuduğum bir kitap geldi…

Krişnamurti diyor ki; Özgürlük, canı ne isterse onu yapıp, dilediği yere gitmek, dilediğini düşünmek midir? Bunları zaten yapıyorsunuz. Bağımsızlık özgür olmak için yeterli midir? Dünyada pek çok bağımsız insan var ama gerçekten özgür olanlar çok az. Bir şey olmak istediğimiz andan başlayarak özgürlüğümüzü yitiriyoruz. Özgürlük, olduğunuzdan başka bir kimse olmaya çalışarak değil, yapmayı istediğimiz her şeyi yaparak değil, geleneğin gösterdiği yolda giderek, ana-babanızın, öğretmenlerinizin söylediklerini yaparak değil, ancak, bir andan ötekine ne olduğunuzu izleyip anlayarak sağlanabilir. Görüyorsunuz ya, böyle bir amaç için eğitilmediniz; eğitiminiz sizi şöyle yada böyle, şu ya da bu yolda önemli bir insan olmaya heveslendirip kışkırtıyor. Siz önemli bir kimse ya da saygın bir örneğe benzemeye çalıştıkça özgür olamazsınız.

Yukarıdaki kısa yazıdan ne anladınız bilemiyorum ama temel olarak benim anladığım şey şu: Özgürlük dışsal etkilerle oluşacak ve dışsal sonuçları olacak bir şey değil. Özgürlük içsel bir macera olup gerçekte ne olduğumuz ve ne olduğumuzun farkında olmamızla ilgili.

“Peki ama nasıl?” dediğinizi duyar gibiyim. Bu soruya cevap olarak sayılabilecek şiirler için Yunus Emre’ye bağlanıyoruz.

GÖNÜLLER YAPMAYA GELDiM

Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da’vi için benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

Dost eşruğu deliliğim, aşıklar bilir neliğim
Devşuruben ikiliğim, birliğe bitmeye geldim
Yunus Emre aşık olmuş, ma’şuka derdinden olmuş
Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim

bezirgan: Tüccar
mata : Mal,erzak
dav’i : Dava peşinde koşmak,kavga,dava.
sev’i : Sevgi
eşruk : Sarhoşluk
devşuruben : Kaldırıp
bitmek : Kavuşmak
maşuk : Allah (aşık olunan)

GÖNÜL CALABIN TAHTI

Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise

Ak sakallı pir hoca, bilemez hali nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver ise

Gönül Calabın tahtı, CALAP gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan ayrugada onu san
Dört kitabın manası budur eğer var ise

Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise

Dem-be-dem : Zaman zaman
Münevver : Bilgili, aydın
Calap : ALLAH
Pir koca : İhtiyar
Bedbaht : Talihsiz
Sin : Mezar
Sırat : Cennet yolu
Didar : Allaha kavusma, hakkın yüzü

Sanırım özgürlük bu! Özgürlük Allah’a tam teslimiyetten geçiyor. Peygamber efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v)’in sünnetine uymaktan geçiyor. Eğer her şeyi yaratan “O” ise aksine inanmak delilik olmaz mı?

“Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)”. NEML Sûresi — 31. Âyet- Diyanet Açıklamalı Meali.

“Muhakkak ki Allah ve Melâikesi Peygambere hep salât ile tekrim ederler, ey o bütün iyman edenler! haydinona teslimiyyetle salât-ü selâm getirin.”
AHZÂB Sûresi — 56. Âyet- Elmalılı (Orijinal) Meal.

“Öyle ya, (Allah’a) teslimiyet gösterenleri, (o) günahkârlar gibi tutar mıyız hiç?”
KALEM Sûresi — 35. Âyet- Diyanet Açıklamalı Meali.

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi, 35)

Şu kısacık hayatımızda döneceğimiz yer belli. Kimimiz zengin kimimiz fakiriz ama son tahlilde gireceğimiz delik aynı.

Özgürlüğümüzü bir şeylere sahip olarak değil, bir şeyler olmaya çalışarak değil, bir şeyler yaparak değil; belki de hiç bir şey olarak kazanabiliriz. Tabi ki yaşamak için çalışmak, para kazanmak, insanlar ve toplumla etkileşim içinde olmak zorundayız. Ama burada ne demek istediğimi anlamış olmanızı umuyorum. Bencillik, kin, nefret, israf, cahillik, feryad etmek gibi kötü huy ve özelliklerden uzak kalarak kalp genişliği ile yaşamaktan bahsediyorum. Hayatta gerçek mutluluğu ve özgürlüğü bulmak için…

Share: X (Twitter) Facebook LinkedIn